Über ciniskencesi
ciniskencesi (Paketname: com.ferhat.ciniskencesi) wird von İslami Kitaplar entwickelt und die neueste Version von ÇİN İŞKENCESİ 1.1 wurde am 23. Oktober 2013 aktualisiert. ÇİN İŞKENCESİ liegt in der Kategorie von Bücher & Nachschlagewerke. Sie können alle Apps von dem Entwickler der ÇİN İŞKENCESİ durchsuchen und 15 alternative Apps zu ÇİN İŞKENCESİ auf Android finden. Derzeit ist diese APP kostenlos. Diese App kann auf Android 2.2+ auf APKPure.fo oder Google Play heruntergeladen werden. Alle APK/XAPK Dateien auf APKPure.fo sind original und 100% sicher, schnell herunterzuladen.
------ Ahh Çin İşkencesi ah! Bana beni gösteren Türk devletlerindeki kardeşlerimi ihmal ettiğimi yüzüme haykıran Çin İşkencesi. Öyle bir kitap ki, okuyucusundan önce yazarının gözünü açtı... Sorguya çektirdi, yazara kendi kendisini gösterdi.
30/04/2007 -----
Ahh Çin İşkencesi ah! Bana beni gösteren Türk devletlerindeki kardeşlerimi ihmal ettiğimi yüzüme haykıran Çin İşkencesi. Öyle bir kitap ki, okuyucusundan önce yazarının gözünü açtı... Sorguya çektirdi, yazara kendi kendisini gösterdi.
Yıllardır Çin’deki komünist devriminden sonra Türkistan, Doğu Türkistan (Neden batı Türkistan’ı düşünmediğmi düşüneceğim)ı, oradaki kardeşlerimizin çektiklerini düşünür fakat hiçbir şey yapamazdım. (Gerçi yine de yapamadım ya, en azından adım attım.) Sadece orası değil tabii, Azarbeycan’dan Kazakistan’a kadar, burunlarından kan fışkırtılan kardeşlerimizle ilgilenemedik. “İslâmî kesimde” yadırganacak bir durum var. Hâlâ orta çizgide yürüyemiyoruz. Türklerin çilesini dile getirenler, Kürtlerin çilesiyle ilgilenmedi. Kürtlerin çilesiyle ilgilenenler de Türklerin çileleriyle ilgilenmedi. Bu bir gerçek. Düşünür olan hiç kimsenin inkar etmesi mümkün değil.
Bu girişten sonra Çin İşkencesinin yazılış hikayesine gelelim.
Avustturalya’nın Melbourn şehrinden çok uzakta bir şehire konferansa gittim. Benim yanıma bir hanım verdiler, onunla biz uçakla gittik. Bizden önce yola çıkan ekibimiz, içlerinde eşimde vardı, aynı günde konferans vereceğimiz yere gelmişler. Hava alanından bizi aldılar. Bizi bekleyen kardeşler bize kırda yemek hazırlamışlar. Yemek hazırlığı yapılan yere gittik. Harika bir yer. Her taraf ağaçlarla donatılmış. Beni bekleyen onlarca kadın ve genç kızda yemeğe davetliler. Bir ağacın altında hazırlanmış sofra. Sofra dikkatimi pek çekmez ama öyle farklı ortamda hazırlanmış ki insan adeta dinlenmiş hissediyor kendisini.
Kızlar geldiler, onlarla sarıldık, hoşbeş ettik, tam sofraya oturacağım ki, bizden sanıyorum 30-40 metre ötede, bir ağacın altında beyaz şapkalı kadınların hepsi aynı anda bana baktılar. Ben de onlara el salladım. Öğrendiğim Helloyu da söylemeyi ihmal etmedim.
(Dikkat. Çin İşkencesi romanının yazılış hikayesini okuduğumuzu unutmayalım. Burada detaylar önemli.)
Beyaz şapkalı kadınlar- kızlar bana el işaretiyle “Buraya gel.” dediler. Gittim konuştukları dil yabancı ama arada bir Türkçe sözler var cümlelerin arasında.
Beyaz şapkalı kadınlar da bizimkiler gibi uzun bir masa hazırlamışlar. Şuraya otur dediler oturdum. Bir taraftan da düşünüyorum, “Bunlar Hırıstiyandır ve yemeklerinde domuz eti vardır. Şimdi ye derlerse ne yapacağım. Yemeyeceğim kesinde, onları kırmadan bunu nasıl ifade edeceğim! Derken, “Biz” dedi biri “Doğutürkistan Türklerindeniz.”
Bir taraftan bizimkiler, (henüz tanışmadık bile) ısrarla “Yeter artık gel.” diyorlar.
Sağımda bulunan yaşlı kadın, yüzüme baktı baktı (tercumanımızda var) “Sen, dün akşam Avustralya devlet televizyonu 2. kanalda konuşan kadına ne kadar benziyorsun, yoksa o musun?”
“Evet” deyince kadın boynuma sarılıp hüngür hüngür ağladı. “Oy balaam! Oy balaam.” Dün gece, Allah'a seni bana göstersin, diye yalvardım, bu gün karşımdasın.” diye ağlamasını ağıtla sürdürdü.
O zamanlar Teslime Nesrin orda da modaymış. İngiliz komşusu haber vermiş bu teyzeye “Televizyonu açın, bakın Türkiye’den gelen bir Müslüman yazar Teslime Nesrin’in dinini bilmediğini söylüyor.” şeklinde bildirmiş. Boynumuz bükülüyordu onun dinimize hakaretlerinden. İngiliz kadın bile ‘Meğer Teslime Nesrin İslamı bilmiyormuş.’ dedi.
Duygularını uzun uzun anlattı.
Ya... işte böyle dostlar, çok azını anlatabildiğim Çin İşkencesinin yazılış hikayesi bu. Kendisi nasıl bir roman mı? Ona da siz karar vereceksiniz.
Mehr lesen